Blog

Dubai, göz kamaştıran gökdelenleri, çöl safarileri ve lüks alışveriş merkezleriyle dünyanın en çekici destinasyonlarından biri. Ancak bu şehirde giyim konusu, özellikle kültürel hassasiyetler ve aşırı sıcaklar düşünüldüğünde, kafa karıştırıcı olabiliyor. Biz de www.dubairehberi.com.tr editörleri olarak, Dubai’yi keşfederken gardırobunuzu nasıl planlamanız gerektiğini tüm detaylarıyla anlatıyoruz. Dubai’de Giyim Kuralları: Nerede Ne Giymeli? Dubai, İslami değerlere saygılı bir şehir olmasına…
Read more

Sabah pazardan aldığınız domatesin tadı bir garip gelir ya bazen. Güneş vurmuş gibidir ama içi buz gibidir. İşte Dubai de öyle bir şehir. Güneş her zaman oradadır ama tadı mevsime göre değişir. Her ayı ayrı bir yüzle karşılar sizi. Kimi zaman serin ve ılık, kimi zaman yanık bir rüzgarla. İşte bu yüzden Dubai’ye gitmenin en…
Read more

Sabahın erken saatlerinde esen hafif rüzgar, yazın son nefesini hatırlatıyor. Güneş yükseldikçe kumlar yavaş yavaş ısınmaya başlıyor. Denizin yüzeyindeki buğu, ağustosun kavurucu izlerini taşıyor. Plaj şemsiyelerinin altına sığınanlar hala terliyor ama daha az. Suyun çağrısı, artık daha cezbedici geliyor kulağa. Eylül, sıcağın ve serinliğin ince bir çizgide dans ettiği ay.

Sabahın ilk ışıkları düştüğünde kumlar zaten ısınmaya başlıyor. Güneş tam tepedeyken ayak tabanlarını yakan kumsal, çıplak ayakla gezmeyi imkansız kılıyor. Denizin yüzeyinde buharlaşmanın yarattığı titrek hava, uzakları bulanıklaştırıyor. Plaj şemsiyelerinin altına sığınanlar, vantilatörlerin önünde serinlemeye çalışıyor.

Temmuz ayı, içten bir viranlıkla belirsizlik sunar. Sıcaklık, hayallerin siluetlerini nazikçe körelten bir örtüdür. Gölge, telaş içinde savrulan tutkuların izlerini taşır hafiften. Fırtınalı duygular, sisler içinde unutulmuş hatıraları andırır. Karmaşık hisler, dallar arasında titrek bir ateşi andırır. Ruh, serzenişin matizinde yavaşça savrulur dalgalarda.

Haziran’ın sabahı, gözlerini kısarak açar sana kendini. Uyanırsın ama tam değilsin. Perdeyi açınca gözlerin yanar. İçeri dolan ışık, sanki seni itiyor gibi. Dışarıda sıcaklık henüz korkutucu değildir. Ama içinde yükselen bir şey hissedersin. Bir sessizlik vardır şehirde. Kimse erken çıkmaz çünkü acele edilmez artık burada.

Mayıs perdesinde bekleyiş ve hüzün özgürce akıp gider. Rüzgar, unuttuklarımızı fısıldar gece yarısı dans eder. Islak damlalar duygulara dokunur, hafif bir melodi sunar. Sessizlik, sıcaklıkla aureola edinmiş sözcüklerin içinden fırlar.

Nisan’ın İlk Sıcak Nefesi Sabahın erken saatlerinde uyanan deniz, henüz serinliğini koruyor. Güneş yükseldikçe kumlar ısınıyor ve ayak tabanlarını yakmaya başlıyor. Marttan kalma son serin esintiler, öğle vakti tamamen kayboluyor. Suyun yüzeyinde oynaşan ışıltılar, yüzmek için davetkar görünüyor. Termometrelerin Söylemediği Gerçekler Gölgede ölçülen 25 derece, güneş altında 35’i buluyor. Bu fark, valiz hazırlarken ikilemler yaşatıyor.…
Read more

Sabahın ilk ışıkları kumsala vurduğunda, hafif bir serinlik teni okşuyor. Gün ilerledikçe bu esinti, yerini ılık bir nefese bırakıyor. Denizin mavisi ile gökyüzünün tonları birbirine karışırken, suyun çağrısı giderek güçleniyor. Mart ayının bu ikilemi, plajlardaki hareketliliği belirliyor.

Sabahın erken saatlerinde çöl rüzgarlarının getirdiği serinlik, güneş yükseldikçe yerini ılık bir nefese bırakıyor. Sahil şeridinde yürürken ayak tabanlarını yakan kumlar, aslında havanın sandığınızdan daha misafirperver olduğunu fısıldıyor. Suyun mavisiyle gökyüzünün tonları birbirine karışırken, denize girmek için sabırsızlanan bedenler harekete geçiyor.

cak ayının serin sabahlarında, körfezin sularına vuran ışıltı göz kamaştırıyor. Beton ormanların gölgesinde kalan plajlarda, martıların çığlıklarıyla uyanılıyor. Güneşin altın rengi tenlere değdiğinde, aslında havanın sanıldığı kadar soğuk olmadığı fark ediliyor. Suyun üzerinde dans eden ışık huzmeleri, yüzmek için davetkar görünüyor.