İlk defa yurtdışında iş kurmayı planlayan birçok kişi, neden bu kadar çok Türk yatırımcının Dubai’ye yöneldiğini merak ediyor. Bunun cevabı aslında oldukça basit: Vergi yükünün hafifliği, işlem kolaylığı ve küresel erişim. Dubai, modern altyapısı ve iş yapma kolaylığı sağlayan sistemiyle Orta Doğu’nun iş merkezi haline geldi. Bu şehir, sadece petrol gelirleriyle değil, ticaret, turizm, finans ve lojistik gibi alanlarda sunduğu avantajlarla da öne çıkıyor. İstanbul’da KOBİ olarak kurulan birçok girişim, Dubai üzerinden Orta Doğu ve Asya pazarlarına açılmayı daha stratejik görüyor. İşte burada dikkat etmeniz gereken, sistemin kolaylığına kapılıp detayları atlamamak.
Vergisiz gelir modeli Dubai’yi nasıl cazip kılıyor?
Dubai’de kişisel gelir vergisi bulunmaması, bireyler için çok büyük bir avantaj. Bir çalışan ya da şirket sahibi, kazancının tamamını alabilir. Türkiye’de gelir vergisi, damga vergisi, SGK kesintileri gibi birçok kalem hesaptan düşerken, Dubai’de bu tarz bir kesinti yapılmaz. Bu da daha yüksek tasarruf oranı anlamına gelir. Ayrıca 2023’e kadar şirketler de gelir vergisinden muaf tutuluyordu. Yeni uygulamayla birlikte sadece belirli sınırları aşan şirketler için %9’luk kurumsal vergi getirildi. Ancak bu oran hâlâ global ölçekte rekabetçi sayılır. İstanbul’da ortalama %22 oranında kurumlar vergisi ödendiğini düşünürsek, Dubai’deki sistem çok daha avantajlıdır.
Dubai’deki serbest bölgelerin sunduğu ayrıcalıklar
Dubai’de şirket kurmanın en büyük avantajlarından biri de serbest bölgelerdir. Serbest bölgelerde kurulan şirketler, yüzde 100 yabancı mülkiyet hakkına sahiptir. Yani herhangi bir yerel ortak zorunluluğu bulunmaz. Ayrıca bu şirketler kurumlar vergisinden muaftır. İhracata dayalı çalışan firmalar için serbest bölgeler adeta bir oyun alanı gibidir. Altyapı hizmetleri, ticari lisanslama, gümrük kolaylıkları ve hızlı işlem süreçleriyle bu bölgeler, yatırımcının işini büyütmesini kolaylaştırır. Türkiye’de OSB mantığında çalışan bu bölgeler, Dubai’de çok daha ileri düzeyde bir sistemle işler.
Stratejik konum sayesinde geniş ticaret ağına erişim
Dubai, coğrafi olarak üç kıtanın ortasında yer alır. Avrupa, Asya ve Afrika arasında köprü görevi görür. Bu konum, lojistik ve ihracat yapan firmalar için büyük bir avantaj sağlar. Dubai Limanı ve Dubai Uluslararası Havalimanı, dünyanın en yoğun lojistik merkezlerinden bazılarıdır. Bu altyapı sayesinde mal sevkiyatı oldukça hızlı ve kesintisiz yapılabilir. İstanbul’daki bir e-ticaret firmasının ürünlerini Avrupa’ya ulaştırması günler sürebilirken, Dubai’den çıkış yapan ürünler çok daha kısa sürede ulaşır. Bu da maliyetleri düşürür ve rekabet avantajı sağlar.
Dijital altyapı ve işlem kolaylığı Dubai’yi öne çıkarıyor
Dubai’de iş kurmak isteyen biri, işlemlerin çoğunu çevrim içi olarak tamamlayabilir. Ticari lisans başvurusundan vize işlemlerine kadar pek çok adım dijital sistemle yürütülür. Bürokrasi minimum seviyededir. Türkiye’deki gibi farklı kurumlardan ayrı ayrı belge toplamak zorunda kalmazsınız. Ayrıca elektronik imza, dijital kimlik ve uzaktan kimlik doğrulama gibi teknolojiler yaygın olarak kullanılır. Bu yapı sayesinde zaman tasarrufu sağlanır ve hatalı işlem riski azalır. DHA internet sitesinde yer alan bilgiye göre, dijital sağlık belgeleri bile sistemden anlık olarak takip edilebiliyor.
Yatırımcı vizesi ile uzun vadeli ikamet imkânı
Dubai’de şirket kuran girişimciler, yatırımcı vizesi ile ülkede yasal olarak ikamet edebilir. Bu vize, hem iş kurmanıza hem de ailenizle birlikte yaşam kurmanıza olanak tanır. Ayrıca yatırımcı vizesi, çalışma ve seyahat özgürlüğü sağlar. Vize genellikle iki yıllık düzenlenir ve süresi kolaylıkla uzatılabilir. Bu sistem sayesinde girişimciler, kısa süreli ticari vizeler yerine daha uzun vadeli planlama yapabilir. İstanbul’daki yabancı yatırımcı vize başvurularına kıyasla, Dubai’deki süreç çok daha hızlı ve esnektir. Ayrıca bu vize türüyle çocuklarınızı okula yazdırabilir, banka hesabı açabilir ve sağlık sigortası yaptırabilirsiniz.
Global markalara komşu olmak kurumsal imajı güçlendirir
Dubai’de iş kurduğunuzda, dünyaca ünlü markalarla aynı coğrafyada faaliyet gösterirsiniz. Özellikle serbest bölgelerde ofis açmak, sizi doğrudan uluslararası ticaret zincirine dahil eder. Finans, teknoloji, moda ve inşaat sektörlerinde dünya devleriyle aynı platformda olmak, potansiyel iş ortaklıkları için zemin hazırlar. Bu da markanızın algısını güçlendirir. Türkiye’de yeni kurulmuş bir firmanın, örneğin Levent’te ofis açarak prestij kazanması ne kadar etkiliyse, Dubai’deki ticaret merkezlerinde ofis açmak da o kadar stratejiktir. Yatırımcılar, tedarikçiler ve müşteriler sizi daha ciddiye alır.
Kültürel çeşitlilik ve iş dili olarak İngilizce kullanımı
Dubai, çok uluslu iş ortamına sahip bir şehir. Burada çalışanların çoğu yabancı uyruklu. Bu da farklı kültürleri anlamayı ve onlarla iş yapmayı kolaylaştırır. Ayrıca Dubai’de günlük iş dili İngilizce’dir. Tüm evraklar, toplantılar, sözleşmeler bu dil üzerinden yürütülür. Türk girişimciler için bu durum oldukça avantajlıdır çünkü İngilizce bilen bir ekip, adaptasyon sürecini hızla tamamlar. İstanbul’da yerel dil bariyerleriyle karşılaşılabilen bazı bürokratik işlemler, Dubai’de çok daha akıcı bir süreçle çözülür.
Sosyal yaşamın kalitesi ve çalışan memnuniyeti etkisi
Dubai’de yaşam kalitesi oldukça yüksektir. Modern konutlar, lüks restoranlar, güvenli sokaklar ve etkileyici sosyal etkinlikler, hem girişimciler hem de çalışanlar için cazip bir ortam yaratır. Bu durum iş gücü verimliliğine de doğrudan etki eder. Çalışanlar daha motive olur, aidiyet hissi güçlenir. Özellikle uluslararası yetenekleri çekmek isteyen şirketler için Dubai, cazip bir yaşam standardı sunar. Türkiye’de bir firmaya üst düzey yetenekleri çekmek için ekstra teşvikler gerekirken, Dubai’nin sunduğu yaşam kalitesi bu ihtiyacı doğal yoldan karşılar.
Dubai’de şirket kurmak sadece iş değil, vizyon meselesi
Dubai, girişimciler için sadece düşük vergi ve kolay prosedürlerle değil, aynı zamanda iş vizyonunu genişletme fırsatıyla öne çıkar. Şirketinizi bu şehirde kurmak, sizi uluslararası bir oyuncu haline getirir. Küresel ağlara kolayca dahil olabilirsiniz. Ayrıca şehirdeki sayısız ticaret fuarı, sektör zirvesi ve yatırım etkinliği sayesinde sürekli bir gelişim ve iş birliği imkânı bulunur. Türkiye’de sadece bölgesel pazarda varlık göstermeyi planlayan bir şirket, Dubai üzerinden kısa sürede Ortadoğu ve Asya pazarına ulaşabilir.